Merhaba, biz bir ekibiz ve adımız PROJX.
Bize merhaba demek için;

[email protected] . +902123257300
 

Teknoloji Önerileri 2023

06 ocak 2023

Teknoloji Önerileri 2023

Geleceğe bakmak her zaman zorlu bir süreçtir. Yeni bir yıl, strateji ve planınıza yeni bir bakışla enerjinizi neye harcayacağınızı düşünme fırsatı sunuyor olsa da gerçek trendleri moda olandan ayırmak zor olabilir. Bu özellikle de teknoloji söz konusu olduğunda geçerlidir. Geçen sene bu zamanlarda NFT, kripto ve metaverse için duyulan heyecanı düşünün. 2022 sonbaharına gelindiğinde NFT piyasaları yüzde 90 düşmüştü, kriptoda soğuk bir kışa girilmişti ve hareketli bir metaverse hâlâ gerçek olmaktan uzak bir hayaldi. Gerçek inovasyon ve olmayacak vaatleri ayırt etmek, büyük bir kazanım ve maliyetli bir fiyasko arasındaki farkı belirleyebilir.

2023 teknoloji açısından daha bilinçli bir yıl olacak. Jeopolitik ve ekonomik belirsizlikler, teknoloji evriminin gelecek aşamasında temkinli olma ihtiyacı doğuruyor. Liderlerin daha azıyla daha fazlasını yapma yollarını aramaları, inovasyonların kesiştiği yerlerde değer bulmaları ve dönüm noktasına gelen teknolojilere stratejik yatırım yapmaları gerekecek.

McKinsey teknoloji uygulamasından bir grup lider olarak bu makalede 2023’ün neler getirebileceğine bakıyoruz ve teknolojiyle ilgili birkaç yeni yıl kararı sunuyoruz.

Kombinatoryal Trendleri İzleyin

Lareina Yee, San Francisco

2022’de nasıl çalıştığımızı ve yaşadığımızı değiştirme potansiyeli olan 14 teknoloji trendi belirledik. Bunlar uzay teknolojileri, temiz teknoloji, yapay zeka ve sürükleyici sanal gerçeklik teknolojilerini içeriyordu. 2023’te yöneticileri bekleyen zorluk sadece trendleri saptamak veya yazılım mühendisliği yeteneğini güçlendirmek olmayacak. Aynı zamanda bu teknolojiler beraber kullanıldığında yaratabileceği yeni olasılıklar hakkında, yani kombinatoryal trendler hakkında düşünmek gerekecek.

Tüketiciden firmaya tüm sektörlerde birçok alanda, kombinatoryal trendler yeni ve heyecan verici olasılıklar yaratıyor. Olası kombinasyonların sayısı çok büyük olduğu için “doğru bileşenleri bulmak” başarının bir anahtarı. Yeni bir elektrikli arabadaki teknolojileri düşünün:    bulut ve uç bilgi işlem arabalar arasındaki ağı destekliyor, uygulamalı yapay zeka ve makine öğrenmesi otonom karar verme ve sürüş mantığı sağlıyor, temiz enerji ve sürdürülebilir tüketim teknolojileri araçların elektrifikasyonu için temel oluşturuyor. Ayrıca yeni hafif kompozitler ve pil kapasitesindeki gelişmeler var. Yeni nesil yazılım teknolojileri müşteriye dönük özelliklerin daha hızlı geliştirilmesini ve pazara sürüm süresini azaltmayı, güven mimarileri ise güvenli veri paylaşımını sağlıyor. Beraber ele alındığında bu teknolojiler özerklik, bağlanabilirlik, bilgi ve elektrifikasyonu birleştirerek yeryüzündeki hareketliliğe yeni bir gelecek sunuyor.

Benzer şekilde, kan grubuna dayalı tedaviler veya hücre hedefleme gibi yeni hasta düzeyinde tedaviler, biyomühendislik (doku mühendisliğine dayalı yeni tedaviler), sürükleyici sanal gerçeklik teknolojileri (uzaktan terapiler), web3 (izlenebilirlik, birlikte işlerlik ve kalıcı EHR kayıtları), uygulamalı yapay zeka ve makine öğrenmesi (gelişmiş görüntü işleme, yordayıcı sağlık uyarıları), bulut ve uç bilgi işlem (daha iyi veri erişimi ve işleme yetenekleri) diğer yenilikler arasında. Gördüğümüz etki basitçe doğrusal değil, fakat çarpımsal.

2023’te bu kombinatoryal yaklaşımların bazılarının ölçeklenmeye başlamasını bekliyoruz. Örneğin, MRNA aşılarını sağlayan yaklaşım (genomik, uygulamalı yapay zeka ve makine öğrenmesinin endüstriyelleşmesinin birleşimi) başka hastalıklara uygulanabilir. Buna ek olarak daha gelişmiş hareketlilik, bağlanabilirlik ve uygulamalı yapay zekanın birleşiminin, seksi olmayan ancak tedarik zinciri dayanıklılığı oluşturmak için kritik olan ekonomik ve lojistik sorunlara uygulanacağının işaretlerini görüyoruz. Gelecek yıl teknolojiye nasıl yatırım yapacağınızı planlarken bütünsel düşünmeye çalışın ve farklı teknolojilerin birlikte çalıştığında nasıl yeni olasılıklar açabileceğini değerlendirin.

Dönüm Noktası Teknolojileri İçin Yönetim Kurulunu Hazırlayın

Klemens Hjartar, Kopenhag

5G, yapay zeka ve bulut gibi oyunun kurallarını değiştiren teknolojiler kitlesel benimsenme için dönüm noktalarına geldi. Araştırmamıza göre şirketler 2025’e kadar BT varlıklarının yüzde 60’ını buluta taşımayı planlıyor. Şirketlerin yüzde 50’sinden fazlası işlerindeki en az bir işlevde yapay zekayı benimsediğini bildirdi. Yönetim kurulları BT varlıklarını kısmakla meşgul olsa da bu büyük değişimlerdeki risk ve fırsatlara odaklı kalmalılar.

Bunu yapmak için yönetim kurulları hız, güvenlik, dayanıklılık ve yeniden kullanılabilirlik sağlayan BT temellerini yükseltmek için bütçede önceliklendirme yapmalı. Bunlar çok cazip yatırımlar olmasa da işletmelerin uygulamaya sokulacak yeni teknolojilerden tam fayda elde etmesi için süreçleri otomatikleştirmeleri, veri temellerine yatırım yapmaları, teknoloji borcunu temizlemeleri ve sürekli BT mimarisini yenilemeleri gerekiyor.

Yönetim kurulları bu yöntemi en iyi savunacak konumda. BT’nin öncelikleri genelde iş birimleri veya bölümleri tarafından şekillendirilir. Teknoloji temellerine yapılan yatırımlar (“BT için BT”) tüm işletmeye fayda sağladığından dolayı yönetim kurulu üst düzey yönetimle beraber çalışmalı ve bu çabayı yönlendirmeli. Temel bir kural: BT’deki değişim bütçesinin yüzde 15 ila 20’si bu temel güçlendirme çalışmasına tahsis edilmeli.

Liderler yönetim kurullarının bu vizyonu kendiliğinden fark edeceklerini varsaymamalı. Kurulun bu düzeyde katılım göstermesi için CIO ve CTO kurul üyeleriyle teknoloji öncelikleri ve ihtiyaçlarına dair daha sürekli ve sık diyalog içinde olmalı.

Şirketinizdeki Mühendisleri Özgürleştirin

Aamer Baig, Chicago

Teknoloji sektöründe çoğu şirkette görülen işten çıkarmalar ve kemer kısma tedbirleri, 2023’te teknoloji liderlerinin daha azıyla daha fazlasını yapmakta ustalaşmasını gerektirecek.

Teknoloji çalışanlarınızdan sadece daha fazlasını yapmalarını isteme tuzağına düşmeyin. Bunun yerine idari, bürokratik ve manuel iş yükünü azaltarak daha azını yapmalarını sağlayın. Birçok büyük kurumda mühendislerin zamanlarının sadece yüzde 50’sini gerçek gelişmeye harcadığını bulduk. Binlerce mühendisin çalıştığı büyük bir şirkette bu oranı sadece yüzde 10 artırdığınızı hayal edin. Buradan elde edilebilecek büyük miktarda bir üretkenlik var.

CIO’lar mühendislik zanaatını geliştirip uygularken daha bilimsel ve yöntemsel davranarak bu üretkenliği yakalayabilir. Şirketlerin atabileceği birkaç adım

- Ekiplerin kimlerden oluştuğu hakkında dikkatli olun ve iyi performans gösterenleri fark edin. Bireysel mühendis performansı ekipler arasında iki ila üç kat değişebilir.
- Mühendislerin iş yükünden çıkarabileceğiniz dikkat dağıtıcı unsurları bulmaya çalışın. Toplantıları azaltmak veya “çevik seremonilerini” daha üretken hale getirmek önemli ölçüde zaman kazandırabilir.
- Son olarak, mühendisleri aşağı çeken manuel işleri otomatikleştirmeye yönelin. Mühendislerin sevdikleri işleri yapma kapasitelerini artırmak için test veya uyumu otomatikleştirmenin büyük etkisi olabilir.

Bu sadece üretkenlik değil, aynı zamanda bir yetenek meselesi. Şirketinizin iyi mühendislerin hedefi olmasını istiyorsanız, mühendislerin sevdikleri işleri yapabilecekleri bir iş ortamı oluşturmalısınız.

Buluta Odaklanın

Will Forrest, Chicago

Geçen yıl, birçok CEO bulut işlemlemeyle ilgili bakış açısını temelden değiştirerek “Bunu yapacağım çünkü CIO bunu öneriyor”dan “Tamamen bu işe varım” noktasına geldi. Bunu yakın zamanda büyük bir bankanın CEO’su bulutta sürekli ilerleme eksikliğiyle ilgili hayal kırıklığını ifade ettiğinde fark ettim. Programı geri çekmek yerine daha hırslı bir hedef ve bu hedefe ulaşmak için daha hızlı bir plan ilan etti.

Şu anda şirketler bulut hedeflerini yükseltme fırsatını kaçıramazlar. Teknoloji şirketleri çalışan sayılarını azaltıp bazı programlarını iptal ettiği için sadece alt yüzde 20 dilimde performans gösterenler değil iyi yetenekler de iş piyasasına çıkıyor. Bu yeteneklerin çoğu hızlı kapılıyor ve şirketlerin bulut yetenekleri müsait hale gelirken nasıl hızlı ilerleyebileceklerini düşünmeleri gerekiyor. Böylece bulut kapasiteleri için büyük bir adım atabilirler.

Öyleyse büyük soru şirketlerin bu iki trendden nasıl faydalanacağı. Bulutla ilgili yapılan çoğu kurumsal girişim, uygulamaları kendi sunucularından taşımak (buna genellikle "kaldır ve değiştir" denir) veya yeni programları denemek için test ve geliştirme ortamları oluşturmakla sınırlı kalmıştır. Şimdiyse daha büyük ve akıllıca düşünme zamanı.

2023’te şirketler bulutun sağladığı en önemli faydaları (uygulamaları ölçeklendirmek veya talep artışlarını karşılamak için otomatik olarak kapasite eklemek) elde etmek adına güçlü bulut temelleri oluşturmaya odaklanmalı. Bu doğru uygulama örüntülerini (çoklu uygulamalara veya kullanım durumlarına uygulanacak kod tabanını) geliştirmek anlamına gelir. Ayrıca, FinOps denen güçlü bulut ekonomi yetkinlikleri kurulmalı. Yakın tarihli McKinsey araştırmaları şirketlerin 100 milyon dolar kaybedene kadar bulut maliyetlerine odaklanmadığını gösteriyor. Bu sadece büyük bir kayıp değil, aynı zamanda değer yaratmak için kaçırılmış bir fırsat. FinOps yetkinlikleri harcamaları izleyebilir, çeşitli bulut kullanım senaryolarına göre birim ekonomilerini saptayabilir ve işletmelerin tüketim ihtiyaçlarına göre optimal bulut teklifleri ve fiyat düzenlemeleri oluşturabilir.

Bulut Güvenliği Değiştiriyor

Jan Shelley Brown, Summit

Güvenlik yıllarca güvenlik protokollerinin kurulması sağlanırken ilerlemeyi yavaşlatan bir engel olarak görüldü. 2022’deyse şirketlerin buluta geçmeye yaptıkları büyük yatırımlarla bu durum temelden değişti. Bu değişim CIO’lar ve CISO’ların güvenliğin rolünü tekrar değerlendirmesini, özellikle de işletmelerin riskle ilgili duruşlarını iyileştirmeleri için faydalı bir zorlayıcı mekanizma yarattı.

Bu trend bu yıl birkaç önemli sebepten dolayı hızlanacak.

Birincisi, şirketler uygulamalarını buluta aktarırken güvenliği de otomatikleştirme fırsatını kullanıyor. Çünkü hem işletmeler hem de bulut hizmeti sağlayıcıları kendi güvenliklerini geliştiriyor. Hizmet sağlayıcıları yeni güvenlik araçlarına milyarlarca dolar harcadı. Bu araçlar örneğin yazılımcıların yüklediği kodları siber güvenlik sorunlarına karşı otomatik olarak tarıyor, açıkları olan kodları reddediyor ve düzeltme önerileri sunuyor. Çoğu güvenlik sorunu kod ve sistemdeki yanlış ayarlardan kaynaklandığı için otomatikleştirme güvenlik ihlallerini önemli ölçüde azaltacak. (Örneğin büyük bir banka güvenlikte otomasyon uyguladıktan sonra güvenlik ihlalleri yüzde 70 ila 80 düştü.) Bu otomatik geribildirim sisteminin diğer bir faydası, yazılımcıların geliştirme hızını 10 kata kadar hızlandırması ve çok daha iyi bir geliştirme deneyimi sağlaması.

İkinci olarak, daha yoğun denetlenen banka ve ilaç endüstrileri buluta geçerken, düzenleyiciler de hassas noktaların neler olduğunu yeniden değerlendiriyor. Şimdiden bulut için güvenlik ve uyum standartları hakkında kurallar koymaya başladılar ve önemli konsantrasyon riski gibi diğer meseleler hakkında düşünüyorlar. Büyük CSP’lerden biri ve onla beraber 30 banka daha çökerse? 2023’te muhtemelen bu tür sorulara gerçek yanıtlar olmayacak ama yeni politikaların ortaya çıkışını görmeyi bekliyoruz.

Merkeziyetsiz Yapay Zeka Oyunun Kurallarını Değiştiriyor

Vinayak HV, Singapur

Geçtimiz yıl yapay zekanın “merkeziyetsizleşme”sinde, yani geçmişte sadece büyük, merkezi ve tescilli veri kümelerine sahip oyuncuların erişebildiği gelişmiş yapay zeka teknolojilerine erişimin artışı trendinde büyük ilerlemeler görüldü. Stable Diffusion ve ChatGPT gibi ürünler daha fazla sayıda kurumun ve bireyin, eskiden sadece çok büyük veri kümelerine sahip kurumlarla sınırlı kalan derin öğrenme modellerine erişmesini ve bu modellerle etkileşim kurmasını sağladı. Bunun aramaları iyileştirme ve yazılım geliştiricilerin üretkenliğini artırma gibi büyük etkileri var.

McKinsey’nin yapay zeka aracı QuantumBlack aracılığıyla yaptığımız analize göre 2023’te bu merkeziyetsizleşme çeşitli sektörleri değiştirebilir. Bu değişim muhtemelen genelde yeni teknolojilerin erken benimsendiği eğlence, oyun ve medya alanlarında başlayacak.

2023’te şirketleri bekleyen büyük zorluk ve fırsat, bu merkeziyetsiz yapay zeka yetkinliklerinden ve her kurumun kendi iş modeline uygun değerlerinden faydalanmak olacak. CIO ve CTO’lar, “zeka”yı daha fazla uygulama ve sürece yerleştirmek için uygulama programlama arayüzlerini (ör. OpenAI, Stability.AI) kendi mimarilerine nasıl entegre edeceklerine odaklanmalı. Bu yetkinlik, örneğin yazılım geliştirmeyi hızlandırmak için otomatik olarak kod veya kod kütüphaneleri tavsiyeleri sunabilir veya kod üretebilir. Hedef, teknolojinin her parçasında yapay zeka temelli olmasını sağlamak olmalı. Bunun için deney yapmaya yetecek yeterli miktarda kaynak ayırılmalı. En iyi inovasyon yapanlar, gelirlerinin yüzde bir ila beşini orantısız getiriler sağlayabilecek inovasyona tahsis ederler. Gerileme dönemlerinde etkili inoavsyon yapma becerisi, şirketlerin ekonomi iyileştiğinde daha hızlı büyümesini sağlar. Bu nedenle inovasyon projesini korumak, özellikle de bütçelerin kısılma baskısı altındayken önemlidir.

***

2023 ufkunda görünenleri kestirmek veya anlamlandırmak zor ve bu bakımdan geçmişteki geleceğe bakma çabalarına benziyor. Ancak şu açık ki şirketlerin teknoloji sorunlarını yeni yılda nasıl ele aldığı, gelecek yıldaki görünümlerinin ne kadar iyi olacağını derinden etkileyecek.

Kaynak: HBR